Mikro tese nedir?

( Micro Dissection- Testicular Sperm Extraction):

Mikro tese yöntemi son yıllarda diğer tüm tekniklerin yerini almış en güvenilir biyopsi yöntemidir. Bu yöntemi özel kılan, biyopsi işleminin özel tasarlanmış bir mikroskop düzeneği altında yapılmasıdır. Bu muhtemel sperm üretim merkezlerinin çok daha iyi tespit edilmesini sağlar. Daha once farklı biyopsi metodları ile sperm bulunamayan hastalarda Mikro tese ile sperm bulmak mümkün olabilmektedir. Ayrıca mikro tese yöntemine göre çok daha az doku alınması ve testisleri besleyen damarların zarar görmemesi hastanın iyileşme süresini oldukça kısaltmaktadır.

Brüksel Tüp Bebek Ünitesi’nde bu konuda uzmanlaşmış ekibi ile çok uzun süredir mikro tese yöntemini uygulamaktadır.

Testis’ten Sperm Elde Etme Yöntemleri Nelerdir?

Erkeğin ejekülatında sperm hücresi bulunmaması durumunda testislerden çeşitli yöntemlerle biyopsi alınabilir.Ünitemizde bu yöntemlerden hangisinin uygulanacağına infertilite ürolojisi alanında uzmanlaşmış doktorlarımız karar verir. İşlem genel anestezi altında yaklaşık 1 saat sürer ve hasta aynı gün taburcu edilir.

TESE ( Testicular Sperm Extraction):

Mikro tese yönteminin yapılabildiği ünitelerde artık tercih edilmeyen bir biyopsi yöntemidir. Testislerin açılarak Mikro tese’ ye göre çok daha büyük doku parçacıkları alınır ve bunların içinde sperm hücresi aranır.

TESA ( Testicular Sperm Aspiration):

Genelde sperm üretiminin iyi olduğu ama kanalların tıkalı olması yüzünden ejekülatında sperm görülmeyen erkeklerde uygulanır. Bu duruma obstrüktif azospermi denir. TESA iğne ile girilerek testis dokusundan sperm elde edilmesi yöntemidir.

PESA ( Percutaneous Epididymal Sperm Aspiration):

Testis içinde sperm hücreleri epididim denen bölgede birikir. PESA epididim içine iğne ile girilerek sperm elde edilmesi yöntemidir.

MESA ( Micro-Epididymal Sperm Aspiration):

Epididime iğne yerine cerrahi operasyonla girilerek doku parçacıkları alınması ile sperm bulunması yöntemidir.

Testislerde Sperm Üretimi ve Aşamaları:

Testislerden biyopsi yöntemleriyle elde edilen spermlere testicular sperm adı verilmektedir. Sperm üretimi seminifer tubulüslarda yapılmaktadır. Seminifer tubulüsler germ hücresi katmanları ve ortasında lümen adı verilen kanalcıklardan oluşmaktadır.

Germ hücreleri bu kanalcıkları döşemektedir. Yuvarlak immatür sperm hücreler dış bölümde yer alırken, olgun spermatozoalar lümende bulunmaktadır. Lümenler birleşerek epididime sperm akışını sağlamaktadır. Hipofiz bezinden salgılanan FSH hormonunun erkekteki etkisi seminifer tubulüslerde sperm üretimini sağlamaktadır. LH hormonu ise Leydig hücrelerinden testosteron üretimini kontrol etmekte, dolaylı olarak yine sperm yapımı ve matürasyonu üzerine etki göstermektedir.

Germ hücreleri belli bölünme ve olgunlaşma aşamalarını tamamlayarak spermatogonium’dan spermatozoa evresine kadar gelişim göstermektedir. Spermatozonium’da kromozom sayısı 46, XY iken, mayoz bölünmeler sonucunda son aşamada oluşan spermatozoa’da kromozom sayısı yarıya inmektedir (23, X veya 23, Y). Bu olaylar zincirine “Spermatogenez” denilmektedir.

Spermatogenez’in her aşamasında pek çok enzim ve protein gibi maddeler rol almaktadır. Genetik ve hormonal etkiler başta olmak üzere spermatogenez üzerinde pek çok faktör etkilidir. Bir sperm hücresinin kadın yumurtasını dölleyebilmesi için olgun form olan spermatozoa 8 olgun sperm) evresine gelmiş olması gerekmektedir. Sperm hücrelerinin immatür olarak ifade edilen olgun olmayan formları ile ICSI yapılamamakta veya yapılsa bile (spermatid ile ICSI) gebelik oranları çok düşük olmaktadır.

Seminifer tubuluslarda üretilen sperm hücreleri sperm taşıyan kanallara geçmektedir. Sırasıyla; rete testis —› duktus deferens —› epididim —› vas deferens —› ejakülator duktus —› seminal vezikül içinden ilerlemektedir. Seminal vezikül’de depolanan sperm hücreleri boşalma esnasında penis ucundan meni olarak dışarı atılmaktadır. Meni içeriğine sperm hücreleri dışında prostat ve diğer salgı bezlerinde üretilen sıvılar da karışmaktadır.

Testis dokusu içinde seminifer tubulüsde üretilen sperm hücreleri önce epididime, oradan vas deferens kanalı içinde ilerlemektedir. Bu yol üzerindeki herhangi bir bölgedeki tıkanıklık obstrüktif azoospermi’ye yol açmaktadır. Menide sperm olmaması durumu eğer seminifer tubulüslerdeki üretimi azlığı veya yokluğuna bağlı ise non-obstrüktif azospermi’den söz edilmektedir.

Azoospermik erkeğin androlojik muayenesi çok iyi yapılmalıdır. Hormonal ve genetik testler sonucunda azosperminin tipi ve nedeni anlaşılmaya çalışılmaktadır.

İleri düzeyde sperm azlığı ve azospermi durumunda aşağıdaki kan testleri yapılmaktadır:

Folikül stimülan hormon (FSH)
Luteinizan hormon (LH)
Testosteron (T)
Prolaktin (PRL)
Genetik araştırma
Y kromozomu mikrodelesyon